Devletlerin yol açtığı krizlerle yurttaşlar mülteci haline gelirken, yine devletler mültecilerin hareketini kısıtlamaya ve onları uygun görülen yerlerde/ülkelerde/kamplarda tutmaya çalışıyor. Bu konuşma köklerinden koparılanlara, yersiz yurtsuzlaştırılanlara dair bir okumanın yollarını aramayı niyetlemekte.
Bu niyet doğrultusunda, bir araya gelmesi beklenmeyen iki yazarı, Yaşar Kemal ile Jacques Derrida'yı birlikte düşünmeyi deneyecek. Yaşar Kemal'in Türk-Yunan nüfus mübadelesi sonrası Anadolu'suna baktığı Bir Ada Hikâyesi dörtlüsü Derrida'nın konukseverlik ve bağışlama kavramları üzerinden okunabilir mi? Yaşar Kemal'in 1924'e konumlandırdığı muhayyel Karınca Adası Derrida'cı bir kozmopolitanizmi inşa etmeye yardım eder mi?
Hepsinden öte, edebiyata ve okumaya dönük sorgulayıcı, farklı bir tavır mültecilikle ilgili algı ve eylemimizi dönüştürmeye hizmet edebilir mi?
salon 60 kişi kapasitelidir